

Yine bir Exit Turizm organizasyonunda yine dostlarla uzun bir yolculuga cikiyoruz. Heyecan ve korku bir arada. 2019 Aralik ayinda baslayan Covid-19 pandemisi bu turu 1 sene oteledi. Simdi artik yola cikmak uzereyiz ama hala asmamiz gereken bir PCR testi var. Ekibin cogu son iki haftayi evde gecirmeye calisiyor. Biri yandan da hazirliklar devam ediyor. Daha once 2016’da planladigim, parasini odedigim ama babamin hastaligi nedeniyle gidemeyip parami yaktigim bu geziye bu defa gitmek istiyorum.
Yolculuktan bir hafta once zoom toplantimizi yapiyoruz. INT/DIN adaptorden voleybolcu dizligine yanimiza almamiz gerekenler , bagaj haklarimiz , deniz tutmasi haplarimiz vs gibi aklimiza gelen tum soruları konusuyoruz. Zoom toplantilarini ozlemisiz galiba .. kimsenin ayrilasi yok. Gunun bomba haberi Wolf adasindaki volkanin patlamasi. Covid yetmiyor gibi bir de volkan cikti simdi. 😦 ucus degisikliklerini isaymiyorum; o is rutine bindi zaten.
Volkan problemini de asarsak bundan sonra en kritigi yolculuk oncesi negatif PCR raporu olacak. ve iste programimiz.

PCR test sonucu tam bir karin agrisi. Sabah 9’da verdigim test aksam 7’ye kalinca epey bir panik yaptim. Islerin de yogun olmasi stresi katladi. Neyse ki ne bende ne de ekipte pozitif sonuc yok. Pozitif olan tek sey sadece dusuncelerimiz. Eksiksiz yola cikabiliyoruz.
Son dakika ekonomi olan ucusumu business yapabildim. 3A koltuk bozuk oldugundan , ki bu koltugu 2 arkadas daha secmis, 8K olarak desistirmisler. Business’in en arka koltugu. Ucak Meksika’ya gittigimiz ile ayni, devasa Boeing 787-9.

Ucak tam zamaninda kalkiyor. Yine maske baskisi altindayiz. Havaalanuna giriste 3 katli maske, launge’da ffp2 ve en son ucakta ffp3. Haydi bize iyi yolculuklar.

Hemen ilk film basliyor: Free Guy. Seyredememistim bunu. Bu arada Versace cantasi icinde yolculuk malzemeleri geliyor. Bu sefer canta rengi turuncu.

Filmin ortasinda hava kararmaya basliyor. Kahvaltidan sonra yatak yapmaya geliyor gorevliler. Her ne kadar 1,5 saat iyumus olsam da yatmak istemiyorum.

Once vitamin, sonra da kan sulandirici ile kendime doping yapip ikinci filme geciyorum: Nomadland. Aslinda seyretmistim bunu ama tekrar izlemek istedim.

Sirada bilim kurgu filmi var: Reminiscence. Cok begenmedim acikcasi.
Izlemeye deger film olmayinca belgeseller sirada. Ve tabii ki oncelikliler sualti. “Sharkcano” volkanlarla kopek baligi arasindaki iliskiyi anlatmaya calisiyor. Takiben birkac belgesel ve glenfidich sonrasi “The Father” ile film olayini kapatiyorum. O da biraz bunalim, gezi vaslangiclarina uygun degil bence.
Sorunsuz bir sekilde Bogota’ya indik. Bogota-Guayaquil ucusu ekonomi oldugundan ancak elite kartli bir arkadasin misafiri olarak girdik lounge’a. Tabi Istanbul’daki lounge ile arasinda dunyalar kadar fark var. Neyse ki yeme icme bedava.

Yolda biraz sallasa da Guayaquil’e yumusak bir inis yapiyoruz. Ucaktan inerken verdikleri formu ben sagolsun arkadasin uyarisi ile memlekette doldurmustum. 4lu gruplar halinde bir gorevlinin masasina gidip, form, pcr test, asi karti gosterip geciyoruz. Pasaport kontrolunde sadece ilk gelip gelmedigimi sordu. Bagajlari alup yuruyerek Holiday Inn’e giriyoruz. Yattigimiza girebildigimizde saat 3. Sabah 6-6,5 otelden cikiyoruz.
Giden yolcu ust katta. Once xray’den geciriliyor cantalar. Icinde yiyecek olmamasi lazim. Bagaja verilecek valizler kilitli plastik kelepce ile muhurleniyor. Checkin uzun surse de onu da hallediyoruz. Burada bagaj hakki 1 adet 23 kilo. Havaalanina giristen itibaren sorduklari kagit neredeyse pasaport kadar kritik. Uzerinde 20 dolar yaziyor ama baska izinlerle 120 usd degerinde.

Ic hatlar terminal kucuk bir yer. Cok enteresan, bu adalara birden fazla firma ucak kaldiriyor. Turist bu adalarin velinimeti.


Bu ucus da digerleri gibi zamaninda. Ucak dolu geliyor; ilk grubu Quito’dan almis. 1.5 saatlik bir yolculuk sonrasi inise baslarken, bas ustu kabinleri dezenfekye ediliyor. Burasi Guayaquille ve Bogoto’dan 1 saat sonra. Bogota ve Guayaquille Turkiye’de 8 saat geride iken burada saat farki 9’a cikiyor.
Cuma gece 2.5’ta evden cikmistim. Cumartesi 19.43’de Galapagos Baltra adasina vardik. Hala tekne ve otobus yolculugu var.
Yeni pasaportumuzun yarisini kontrolda birakiyoruz. El bagajlari xray’den geciriliyor, yiyecek bulunma ihtimaline karsi. Bagajlar coktan gelmis. Buraya kadar hepsinin gelmesi de bir basari. Disarida otobus var ama bekliyoruz. Ekvador baskani ziyarette oldugundan kanal kapaliymis, o nedenle de otobus kalkmiyormus. Ve o nedenle etrafta silahli askerler var. Gozum tufege takiliyor, buzim milli savastaki sungulu tufeklere benziyor.
Sonra bizimle ilgilenen rehber acele diyor. Bulgar ekiple beraber bir otobuse biniyoruz. 10 dakika sonra kanala variyoruz.
Bizi Ekvador presdent karsiliyor.. ya da tersi.
1942-46 arasi Amerikan radar ussu Panama kanalini Japonlardan koruyormus. Ama iguana populasyonunun 80% yok etmisler.
Amerikalardan sonra tekrar uretmisler ama bu sefer de cok fazla uremisler. Iguanalari yiyen mesela Galapagos sahini burada yok. Sonra da bir miktar iguanayi diger adalara tasimislar.
Bugun Avustralya aciklarindaki Tonga yanardag patlamasindan dolayi 1’de tsunami uyarisi varmis. Dolayisi ile deniz kayagi gezisi iptal olabilir bilgisi aliyoruz.
Burasi 1535’de kesfedilmis. 1832’de Ekvador egemenligine gecmis. Yerlesime acilmadan once de pilotlar burada dinlenirmis.
14 buyuk ada , 8 daha kucuk ada ve bir suru kayadan olusuyor. Isabela en buyugu ve yaklasik 4000 kisi yasiyormus. Santa Cruz 2. Buyuk ada ve yaklasik 25000 kisi yasiyor. San Cristobal 8000 nufus ile ucuncu. Bu adalardan birine mahkumlar da getirilmis.
1925 norvecli balikcilar gelmisler. Bir kismi geri gitmis. Yogurt ve peynir bunlardanmis. Kasteldan soyadi onlardan.
Sonra Almanlar gelmis. Angermeyer ailesi en buyugu. Bizim deniz kayagi yapacagimiz plaj onunmus.
1959 da park olusturulmus. Adanin 97%si park fakat 3% kisilere ait.
Panama akintisi Galapagosu degistiriyor. Bu mesim kuru. Subat mart daha yesil olurmus.
Marin iguana endekic buraya ait. 3 land iguana var . Bunlar native. 3 yil once bir baaka cins daha bulmuslar . 16 endemic var.
Guneyden gelen soguk Humboldt akintisi kuraklik yapiyor. Kuzey kuru guney yesil. Kaplumbagalar da guneyde imis.
Buyuk brikoli gorunumlu agac da endemic ama ismini anlayamadim. Bazi kraterler var ama volkanik degilmis. Sonra gorecekmisiz.
Tarim yapulan bir alana geliyoruz. Ozel mulk. Fil cimi varmis, yem amacli. Ama tarim kontrollu imis; hersey uretemiyorlarmis.
Fisidia denen pahali bir agac insaatta da kullaniliyormus.
Parkta hayvanlara dokunmak yasak. 2 metre mesafe birakmak lazimmis. Sigara da parkta yasak. Kabuk ya da tas almak da yasak.
Yolda iri kaplumbaga gormeye basliyoruz. Citler kaplumbagayi korumak icinmis. Erkegi daha buyuk. Yumusak kabuk disi. Kuyrugu uzun olan erkek, cunku penis kuyruk icinde. Erkeklerin kabuk concave.. ciftlesmede kolaylik icin.
Burada taksiler beyaz. Asgari ucret Galapagos’ta 800 dolar, genel Ekvador’da 400 dolar. Daha yuksek maaslar icin calismaya buraya geliyorlarmis. Uzun kontrat yapabilmek icin burali olmak lazimmis. Burali olmak icin de yerel biri ile evlenmeli ve 10 yil evli kalmali imis. Bu arada Galapagos’ta Amerikan dolari kullaniliyor. Dil ise Ispanyolca.
Tsunami uyariai 2-3 olarak degisince bizim deniz kanosu suya dusuyor.
40-45 dakika suren bir otobus yolculugu ile otele variyoruz. Otel sorumlusu Renato aciklama veriyor.

Ekvador, Kolombiya ve Kosta Rika Japon ve Cinli balikcilarin buradaki deniz hayatinin isgalini engellemek icin bir anlasma imzalamislar.. bugun.
Bize birer bilezik taktilar. Bir sebebi kahvalti icin. Buz ya da kahvedeki su kaliteli imis guvenle kullanabilirmisiz. Wifi guvenli degil ve yavas. Sehir guvenli ama maske takmak zorunlu imis. Oteldeki gorevliler asilanmis. 6.30-8 arasi kahvalti. 11’den sonra otel kapisi kilitleniyormus.
Saat 4’te kano yerine kahve uretimine gidiyoruz.


Kahveler kuruduktan sonra ince dovuyorlar
Sonra kabuklari cekirdekten ayiriyorlar.
Cekirdekler kavruluyor ve yenmeye hazir hale geliyor, ya da ogutulup icmeye.

Ayrica seker kamisi da isleniyor burada. Once ogutulup suyu cikariliyor. Sonra fermente efiliyor. Imbikten gecirilince alkol hazir.




Yolculuk ve uykusuzluk nedeni ile aksam 6’yi biraz gece yatip sabah 5’e kadar guzel bir uyku cektikten sonra dus ve yolculuk hazirligi yapiyoruz.
6,5’ta kahvaltiya gidip bol meyve ve kahve ile karnimi doyuruyorum. Meyve vucudun en onemli aktivitesi icin cok onemli . Malum, kayisi da getiremedim bu sefer.
Etrafimizda pelikanlar, iguanalar, deniz aslanlari. Sudaki guzel yengeclerin suda boguldugunu ogrenince cok sasiriyorum. Megerse kara yengeci imis.

Deniz aslanlari butun gun yatiyorlar, mumkunse daha rahat ve yumusak yerlerde. Bu da havuz sefasi yapan bir tanesi. Bir gun once biri havuzdaymis. Bilmiyorum bu sahneyi goren biri bu havuza girer mi.

Sabah 7.45 hareket hedefi 7.55 oluyor. 16 kisilik grup icin basarili. Kuzey parka gitmek icin 40 dakikalik yol varmis rehberimiz Zambo’nun soyledigine gore. Hadi bakalim neler gorecegiz.
40 dakikalik otobus yolculuguyla limana variyoruz. Bizi gun boyu bizi tasiyacak motor yata goturen bota 16 yolcu ve bir rehber olarak biniyoruz. Multeci yolculugumuz neyse ki birkac dakika. Kiyida giydigimiz can yeleklerini ve ayakkabilari tekneye biner binmez cikartiyoruz. Once briefing ve dramamine, sonra 45 dakikalik bir yolculuga basliyoruz.
Hedefe 10 dakika kala Zambo hazirlanmamizi soyluyor. Hazirlanma derken yanina alacagin fotograf makinesi, su almak ve gunes kremi surmek. Kendisi de bolca suruyor.
Dramamine’leri bosuna almis olabiliriz.pek dalga yok. Kuzey Seymour adasina gidiyoruz. Corak bir ada. Zaten kurak mevsimdeyiz. Uzerine de bir patika isaretlemisler. Bu mevsim ciftesme mevsimi oldugundan etrafta yumurta vs olacagi dolayisi ile patikadan cikmamamiz konusunda uyariliyoruz. Yolda su yuzeyinde 2 kaplumbaga gormustuk zaten , ciftlesme mevsimi dogru olmali.
Botun yanastigi noktada firkateyn kuslari (frigate bird) havada bizi karsiliyor.

Onun yaninda etraf kara iguanalari dolu.


Estetik kertenkeleler veee tabii ki mavi sumsuk kusu (blue footed booby). Firkateyn kuslarinin kirmizi olarak sisiren erkekler fototgrafcilarin gozdesi.

Patika deniz kiyisina gelince deniz aslanlari ve pelikanlar.

Vahsi dalgalar da cabasi.

Ada turu tamamlaninca tekrar bota gidip yemek yiyoruz.

Biz yemege basladiktan hemen sonra tekne hareker edip Las Bachas plajina gidiyoruz.
Kum bir plaj. Yine kiyidaki hatta dolasabiliyoruz sadece. Kaplumbagalar yumurta birakiyormus , dikkatli olmak gerekiyor. Sahilden yuruyerek okun gosterdigi noktadan iceri laguna dogru kisa bir yol. Tek bir flamingo, o da dinleniyor herhalde, kafasi gozukmuyor. Biz de kiyiya donuyoruz tekrar, pelikan ve yengecler icin.
Bu da sahilde ben. Sapkam nasil ama.

Aksam bu sefer once bira patates yapalim diyoruz. Ben sevice soyleyince doyuyorum zaten. Ama bu aksam biraz bu sayfa ile ugrasinca cok erken yatamiyorum. Ama yine de uyku bastiriyor erkenden.
Sabah yine gun agirmadan uyaniyoruz. Oda arkadasim da benim gibi erkenci. Biraz dolasalim diyoruz ve cikiyoruz
Once bir deniz iguanasi.





















Sabah 8.30’da otobusle Tortuga Bay’e gidiyoruz. Once kiyiya kadar sonra kiyida yuruyecegiz. Iste plan rehberimiz James’in anlatimi ile.
Yol boyunca kus fotograflamaya calisiyoruz. Bunun yaninda James bize kaktus , bitki ya da kuslarla ilgili bilgi aktariyor.

Sehrin cesitli yerlerinde buradaki gibi tabelalar var. Demekki tsunami buralarin cok rastlanan bir gercegi. Uyariya gore guvenli bolgeleri gosteriyor muhtemelen.




Opuntia cactus cok uzun olmasinin sebebi agaclarla yarismasi. 12 metre olabilirmis. Iste size evrim.



Canda labre.. mum gibi gozukuyor.

Fisidia tree insaatta kullaniyormus. Sari agac

Zehirli elma agaci gorduk. 4-6 saatte oldururmus


Kiyiya ulasirken kuslari slr makine ile cekmeye calustim. Tam kiyiya ulastigimizda bir cifti tabelanin uzerinde idi. Bu da cep telefonu ile cekileni

Sahilde deniz iguanalari ile karsilasiyoruz.
Yaklasik 1 kilometre kiyida yuruyup iguana ve kuslari fotografladiktan sonra bir grup 10 dolar verip botla donuyor. Diger grup biraz deniz keyfi yapiyor. Snorkelle iguanalar ve white tip reef shark goruyorlar.



Ogle yemeginden sonra rehberimiz bu sefer yuruyerek Charles Darwin Arastirma Merkezine goturuyor bizi.




Galapagos’ta James gibi Zambo gibi rehberler var. Muhtemelen devlet tarafindan egitilen ve bir ornek giyinen rehberler. Burada da bu genclerden bol miktarda goruyoruz. Kucuk buyuk gruplari dolastiriyorlar.
Her bir tema icin ustu gunes ve yagmurdan korunakli duvarlarinda bilgi ve fotograf olan odaciklar var. Rehber bilgi verip sorulari cevapliyor.
Ilk durak iguanalar.

4 farkli tip iguana var. Deniz iguanlarinin kuyrugu yuzmesine yardimci duz ve uzun. Ciftlesme donemlerinde renk de degistiriyorlar. Pembe olan yeni bulunmus.




Sonraki duraklar kaplumbagalarla ilgili.









Burada farkli cins ve yasta kaplumbaga var. Galapagos kaplumbagalari daha kucuk adalarda kisitli yiyecek olan yerlerde yasadigindan boyunlari uzamis, kabuklari da buna paralel gelismis. Kabuklari eyer biciminde.
Kaybolmaya yuz tutmus cinsleri cogaltmak ve korumak icin yas gruplari seklinde bolunmusler. Geceleri yirticilardan korumak icin ustleri kapatiliyormus.




Diego kaplumbaga hikayesib?
En unlu kaplumbaga Yalniz George. Soyu tukenmekte olan ve Pinta adasinda bulunan bu cins icin disi bulmaya calismislar ama bulunamamis ve son 40 yilini tek basina burada simdi hibritlerin oldugu yerde gecirmis. En sonunda 2012’de olmus. Amerikalilar 2 sene genlerini incelemisler. Sonraki iki sene de mumyalayip sergilemisler. En sonunda memleketine geri donmus, burada sergileniyor. Mumya bozulmasin diye sogutmali bir odada. Giris ve cikista isi gecisi olmamasi icin kucuk odaciklar var.






Kac yasinda oldugu kesin bilinmiyor cunku bulundugunda ergen imis. 110-120 yasinda oldugu tahmin ediliyor.
Aksam birlikte yemege gidiyoruz. Palamar halatina oturmus bir balikcilin avlanmasi yemekten daha enteresan.

Sabah 9.40 hareketimiz bavul yerlesimi nedeniyle 10.15 oldu. 40 dakikalik bir yolculukla kanala vardik. Bavul yukleme ve bot hareketi hizli idi. 5 dakikalik bir yolculukla karsiya gectik. James bizi aradan otobuse atti ama bavullarin otobuse yuklenmesi o kadar hizli olmadi. Bu arada hala icim rahat degil. Eksik bavul olabilir. Bavulu indirip otobuse binmek en mantiklisi olacakti. 40 dakikalik yolculuk sonra yine havaalanina ulastik.
Dive guide Paulo bilgi veriyor. Zodiac botlara pangas diyorlar. Dalgada dusmemek icin ekiple elele olmamiz gerekiyor 🙂 . Tekneye pangas ile 8 er kisilik grup gidecegiz.
Tekneye varinca hemen salonda kisa bir briefing aliyoruz ve odalarimiza bakmaya gidiyoruz. Bavullar da yavasca geliyor.
Fotograf makinesi kur, odaya yerles derken apar topar 4’te ilk dalis icin hazirlaniyoruz.
Ilk gun biraz karmasa. Hammerhead grubu mu whaleshark grubu mu. Whale shatk grubu Paulo ile, benim de oldugum hammerhead grubu Cristian ile daliyor. Check dive dedikleri tam check dive, 20 dakikada bitiyor. Malzeme sorunlari, ortaya ciktiktan sonra geri donuyoruz. Ben buddy’m olmadan dalisa baslama hatasini yapiyorum. Megerse agirligi az gelmis, botta da yokmus, anlamamislar filan. Onunki en hafif problemi. Bir arkadasin housing su aliyor ve makine , housing vs hepsi copluk oluyor. Bana olmus gibi uzuldum gercekten. Bu kadar yol gel ve ilk dalista en pahali malzeme iskarta olsun. Ben oturur aglardim. Allahtan onda bir de gopro varmis. Buddy’min elbisesi icin limana donuluyor.
Suyun alti ise yemyesil, gorus cok zayif ve kristal tabaka 15 derece. Anlasilan biraz usuyecegiz.
Aksam yemeginden once Paulo bizi ekip ile tanistiriyor. Biz de kendimizi tanitiyoruz. Kabaca rotamizdan bahsediyor.

Yemekten sonra kahve ve muhabbet. Tekneye firkateyn kuslari, pelikanlar konup duruyor. 3 gundur pesinden fotograflamaya calistigimiz kuslar yanimiza geliyor ama kendilerine ilgi az.


9 olmadan yatiyorum. Benim gibi cok arkadas var. Sabah erken Wolf yanardagini gorme ihtimalimiz varmis, kaptan uyandiracagini soyledi. Ama sabah biraz bulutlu. Sadece kirmiziligi goruyoruz. Bu arada bir de ekvator cizgisini gececegiz sanirim.
Ilk briefing Isabela adasi icin: Cape Marshall

Burasi manta city denirmis. Manta, deniz aslani, hammerhead ve hava soguksa mabula gorulebilirmis. Dalis yone soguk gececek sanirim. Pasifik manta oldugundan korkmuyormus ama kacarmis. Bugun pozitif dalacagiz yine. Herkes hazir olunca dalinipve 10 metrede beklenecek Dun de boyle soylenmisti ama sonuc pek basarili degildi; bakalim, becerebilecek miyiz bugun. Max derinlik 20 metre. Pinacul lar cleaning station imis mantalar icin. 40-50 dakika dalacakmisiz, safety stop dahil.
Dalis basinda akintiya karsi gittik. Koseyi donunce akinti bizi tasidi. Gorus cok kotu. Cok canli ama cekmek cok zor. Kaplumbagalar akya gibi cok cevikler, hizli hareket ediyorlar. Akyalar cok iriydi.
3. Dalis 2. Gibiydi. Ama akinti ilki ile karsilastirilmaz. Bu sefer white tip reef shark da gorduk. Akinti hizlaninca makineyi kapatip kendimi korumaya calistim sadece. Sonra da akinti kancasi ile hareket ettim. Dalis sonu akinti azdi ama makinayi acmadim. Su cok bulanik ve gorus kotu.
Bugunun 3. Dalisi katilim olmadigi ve su bulanik oldugundan iptal oldu. Onun yerine panga ile koyun icine girip penguen ve cormorant yani bir nevi ucamayan karabatak gorduk. Deniz aslani uzakta yuzdu. Bir de havada mavi ayakli sumsuk kusu vardi.


Ogleden sonra dinlenmece ve fotolarin disklere aktarimi ile geciyor. Yemekten sonra demir alinip yola cikildi. Basta cok rahat gecen yolculuk sonlara dogru fazla sallaninca asagiya makinalara bakma ihtiyaci dogurdu ama sorun yok.
Sabah 5 gibi hedefe variyoruz. Darwin’in yikilan arki karanlikta hayal meyal gozruluyor. Demir atip ortamin aydinlanmasini bekliyoruz. Ilk hayalimiz arkin uzerinden gunesin dogusu. Hava cok bulutlu. Gun hafif agirirken firkateyn kuslari da ucmaya basliyor.

Dalis oncesi gevrek ve yogurt ile altlik yapiyoruz. Sonra dalis brifingi .

Ve dalis. Sualti berrak ve her yerde oldugu gibi canli. Burasi cekic baslarin temizlik noktasi. Cok yakinimiza gelmese de etrafimizda dolasiyorlar tek tuk. Kaplumbagalar da daha sakin burada. Murenler ise her yerde.
Dalistan sonra kirmizi ayakli sumsuk yavrulari teknenin burnunda oturur buluyoruz. Tabi fotograflamaya calisiyoruz.

Gunun 2. Ve 3. Dalislari da cok farkli degil. Cekicler uzakta, etraf cok canli , kaplumbagalar ve murenler bol.
3. Dalis sonrasi oda arkadasim ark arkamizda fotograflarimizi cektiriyor.

Gunun 4. Dalisinin surprizi deniz aslani oldu. Sagolsun bir de poz verdi.
Cikista ise yunuslar once bize eslik etti, tekneye kadar. Sonra da etrafta gosteri yaptilar.
Ertesi sabah 6’ya 10 kala kalktim, az daha dalisi kaciracaktim. Hizla makinaya pilleri koyup daldik. Bizim ekipte sabah ilk dalista fire coktu. Hep ayni nokta olsa da her seferinde kayalarin farkli bir tarafina daldik. Gunun 2. Dalisi kayalardan kum uzerine giderek bitirdik. Cekicler her yerde. Orta sudaki kucuk baliklar gringo baliklari imis Avlanan, ortasinda mavi cizgisi olanlar da rainbow runner fish.
Darwin adasinda toplam 6 dalis yaptik. Su sicakligi 22 dereceye kadar iniyor. Bu ekvatorun uzerindeki sicak dalislarimizdan.
Biz daha dalistan donerken tekne demiri toplamis hareket etmek uzereydi. Kaptanimiz Neli el sallayarak bizi biraktigi imasinda bulundu. Kisa boylu, gobekli eglenceli bir adam. Teknesini kirleten bubilere biraz savas acmak zorunda kaldi ama. Ekip devamli tekne yikamak zorunda kaldi.
Yikilan ark ya da yeni adiyla Darwin’s pillard (Darwin kolonlari) onunde son fotograflar cekildi. Kaptanimiz incelik gosterip bizim foto cekmemizi bekledi.
Yaklasik 3 saatlik bir yolculyk ile Wolf Adasina vardik.

Ilk dalis Landslide noktasina. Cekicbaslarin suru halinde gectigi yermis. Ikinci dalis Sharks Bay. O dalisin esprisi de dalis sonu deniz aslanlari.
Ertesi gun Wolf adasinda bu iki noktaya 4 dalis daha yaptik yani Wolf adasinda da toplam 6 dalis. Fotograflarda ve belgesellerde gordugum cekic bas kopek baligi surusunu gormek, fotograflamak ve video cekmek buyuk bir nimet. Bu gezinin hedefi buydu, gerceklestirildi. Daha ne isterim.
Bu arada bir arkadasimizin 500. Dalisi icin ahcimiz Stefani ozel bir pasta hazirlamis.

4. Dalistan sonra daha biz dusumuzu almadan yola cikiyoruz. Yolumuz uzun , Isabela adasina gidecegiz. 22 derecede dondugumuz sular sicak sulardi. Simdi soguk dalislara hazirlanmamiz lazim ama bugun zaten bulutlu ve hatta ara ara yagmurluydu. Aksam yemegini beklerken herkes polarlarini giymis, berelerini takmis. Son 3 gun gunde 4 er dalis yorgunlugu. Yoksa yapilacaklar listesine bir tik atmanin keyifli yorgunlugu mu.

Butun gece yol yapiyoruz. Sabah erkenden Isabela adasina demirlemis durumdayiz. Sabaha karsi 4.15’de ekvatoru gecmisiz. Bir arkadasin soyledigine gore ekvatoru gecerken dilek tutulurmus. Ruyada ne diledim acaba.
Sabah 6’da kahvalti. 7’de briefing ve dalis.


Tam malzeme kusanmisken su ustunde bir hareket goruyorum. Rehbere sordugumda mola mola oldugunu ogreniyorum. Dunku usudugumuz suyu ariyiruz. 15 derecelere inen suya girer girmez Galapagos bull head shark goruyoruz. Bambu shark gibi. Biz tam buna yogunlasmisken rehberin israrla bizi cagirsigini goruyorum. Kopegi cekemeyecegimi anlayinca rehbere ilgi gosterdigimde arkadasin mola mola gosterdigini goruyorum. Ama hayvan uzaklasmis bile. Etrafta var , nasilsa goruruz diyorum ama ayni noktaya 2 dalis yapsak da su altinda mola mola goremiyorum. Bizden sadece bir arkadas cekebiliyor zaten.
Yine biz tekneye biner binmez tekne hareket ediyor, Fernandina adasina dogru. Yol 2 saat kadar suruyor. Buradaki hedef deniz iguanalarini beslenirken cekmek. Deniz iguanalari suyun altundaki yosunlarla besleniyor. Oglen inerlermis yemege. Bolgeye vardigimizda suyun uzerinde gormeye basliyoruz.



Suya girdikten hemen sonra bir tane goruyoruz ama bir iguanaya 7 dalgic fazla. Sonra buddy ile ben gruptan ayriliyoruz. 4-5 tane buluyoruz, usuyunce cikiyoruz.
Dalislari kazasiz belasiz bitirmenin huzuru ile bira iyi geliyor.
Dalislar bitince tekne ekibi tum malzemeyi sabunlu sular ile yikiyor.
Biz bira esliginde gezinin analizini yaparken rehberimiz Cristian katil kopek baligi deyip hepimizi pruvaya cagiriyor. Gercekten bir grup onumuzde. Bir sure sonra hemen bot asagi iniyor. Bir kismimiz teknede bir kismimiz pangada katil balinayi fotografliyor ve videoluyoruz. Diger rehberimiz Paulo pek sik rastlanan bir sey olmadigini soyluyor, sansliyiz.
Bir sonraki aksiyon ekvator cizgisinin gecilmesi. Gerci bizim icin ekvator cizgisi lacka oldu ama olsun. Tam ekvator cizgisinde fotolar cekilip dilekler tutuldu .

Aksam yemegi sonrasi bluetooth hoparlorde biraz da damar sarkilar ile gezinin stresi atilirken, panga surucumuz Javier volkan’dan gelen kirmiziligi isaret etti. Yanardagin patlamasi yolculugumuzu etkiler mi derken simdi pesinden kostugumiz bir kirmizilik oldu.

Sabah aliskanlikla pek cogumuz erkenden kalkiyoruz. Santiago adasinin ucuna kadar gelmisiz, Santa Cruz adasina az kalmis. Tepemizde firkateyn kuslari bize eslik ediyorlar. Hava serin ve bulutlu. Etrafa bakarken suyun ustune sicrayan bir sey goruyoruz. Dikkatli bakinca bunlarin mabula oldugunu anliyoruz. Makinami almaya gidiyorum ama kayboluyorlar.
Ertesi sabah bavul topla ve kaptan kokteyl.
Kara turu
Kiyida mangrov ve tapeaksiz holly trees. Uykudaymislar. 350 metre yuksek daha yesil olurmus
Santa Cruz adasi buyuk bir volkan ama buyuk kismi deniz altinda. Magma chamber.
Ilk durak collaps. Lav tunelinin cokmesi. ada 4.5 milyon yasinda. 80 metre derinloginde.
Dyke. Volkanin ortasi magma chamber. Patlama oldugunda bazan direk patlamaz, yanal hatlardan patlayamiyor ve derinligi olculemeyem dyke olusuyor
Yagislar Humble akintisindan geliyor. Adanin kuzeyi daha yesil.
Kalisiya agaci.
Endemik kahve , kakao v e guava varmis. Agaclarin uzerindeki yosunumsu kisim symbiotik yasam. Agaca nem veriyor.
Kaplumbaga ciftliginde once kaplumbaga ama finches. Acik renkliler disi. 16 finches varmis. Bunlar yer finches. Endemik. Uzaga gidemiyor
Yellow warbler gorduk
Pond seviyor, dinlebmek icin. Giant kaplumbagalar icin burada baska bir de Seyseller. Migrotory bird.. north american bird
Dogu ve bati santa cruz kaplumbagalar farkliymis. Aradaki kiriktan dolayi karismiyormus.
Bunlar dome sekli. Yeteri kadar yiyecek yoksa eyer seklinde boynu uzamislar icin.
Kaplumbagalar buyumeye devam edermis. 20-25 milyon yil once bu adaya gelmis kaplumbagalar, teoriye gore.
Buzul caginda arada deniz yerine kanal varken yer degistordigini dusunuyorlar.
En son lav tunellerinden geceeek turumuzu tamamliyoruz.
Tekneye donup son malzemeler bavullara tikilirken Istanbul’dan kar fotograflari geliyor. Yola cikmadan once pcr ve yanardag patlamasi bizi steese sokmustu. Simdi de memleketteki kar acaba zamaninda donbeilir miyiz sorusunu sorduruyor.
Sali sabah 7.30 kahvalti 8.30 kamara terk. Kahvaltidan sonra tekne de hareket etti. Ilk once mazotunu aldi. Sonra mazot aldigi yerin 30 metre otesindeki limana bizi birakmak icin acilip demir atti. Once bavullar sonra biz karaya ciktik. Galapagos’a hosgeldiniz tabelasi onunde son fotograflar cekildikten sonra gelen otobuse dolustuk. 27 kiloluk tek parca bagajim 23 ( ya da 25) kiloluk hakkimi astigindan 20 dolar odemek zorunda kaldim. Dalis malzemesi deyince biraz kagit karistirdi ama beni kurtaramadi.
Ucagimiz yarim saat gecikmeli oldugundan meyve suyu ve bisküvi verdiler. Kaktus meyvesi yiyen iguana meyveyi gomme hareketine benzer bir sey yapiyordu.Cogunluk disarida kalip ucaga almaya yakin kontrolden gectik. Arama tarama pek yoktu, giristeki gibi. Icerisi cok buyuk olmasa da 8-10 dukkan var. Tabi biraz pahali.
Az sallantili bir ucusla Guayaquille’e iniyoruz. Biz inene kadar valizler gelmis bile. Zaten ucak Quito’ya devam edecek, bir grup yolcu inmiyor bile. Cikista otel gorevlusi bizi bekliyor. Midibuse dalis malzemeleri ile ancak 11 kisi binebiliyoruz. Digerlei icin minibus geri gekecekti ama taksi ile geliyorlar. Bir arkadas taksi bedava derken diger 8 dolar oduyor, araba buyuk oldugundan.
Unipark otelde odalarimiz hizla belirleniyor ama bavullar biraz sikintili. Problem lobby’nin 2. Katta olmasinfan kaynaklaniyor muhtemelen. Bavullarin bir kismi lobby’ye geliyor. Diger kismi kayip. Tesadufen 5. Katta buluyoruz.
Otele yerlesmek bavullri odaya birakmak seklinde. Otelin merkezi olmasi buyuk avantaj. Havaalaninda gordugumuz Turk aile bizi korkutuyor. Iki kartel kapismis, soygunlar ve oldurmeler varmis. Uyari uzerine gruplar halinde disari cikma karari aliyoruz. Ilk duragimiz otelin karsisindaki kilise.
Sonra parka dogru gidelim derken bir arkadas ustu acik otobus turunu 5 dolara bagliyor. Ilk fiyat 8 dolar imis. Buyuk bir grup olarak buna biniyoruz. 15 dakikasi seyir tetasinda yayan dolaamaca olan 1 saat 45 dakikalik tura basliyoruz. 2 kucuk problem var. Birincisi cogunlukla ince ince , zaman zaman biraz daha iri yagmur. Ikincisi ise kafamizi egmemizi gerektirecek kadar alcak agac dallari ile kafamizin hemen ustundeki telefon kablolari ve trafik lambalari. Devamli uyari car ayaga kalkmayin diye.
Gezi sonrasi grup farkli restoranlara dagiliyor.
Sabah 6.30 ve 7 olmak uzere 2 grup halinde havaalanina geliyoruz. Son durak Turkiye oldugundan, pasaport, asi karti ve Turkiye’ye giris icin https://register.health.gov.tr/ adresinden aldigimiz kare kodu soruyorlar. 23 kiloyu astigimdan fazlaliklari kuru cantasina koymam standart olmayan bagaj statusunde degerlendiriloyor, ayri yere konuyor. Insallah gelir cantam.
Kolombiya giris ve cikisinda sorma ihtimaline karsi asagidaki linkteki formu da dolduruyoruz. https://apps.migracioncolombia.gov.co/pre-registro/public/preregistro.jsf
Ilk ucak zamaninda kalkiyor. Istanbul’dan gelen ucak da 1,5-2 saat rotarli. Kar kis kiyamet bizi etkilemeyecwk gibi.
Istanbul ucagi da zamaninda gecikme ile kalkiyor. Kalkmadan once yine asu karti, hes kodu vs ile geciyor.
Ilk durak 1.5 saat sonra Panama. Ucustan once konustugumuz ucus ekibi Panama’da degisecek. Bense hala ilk filmdeyim. ‘Radioactive”
Panama’da film bitmesi tabi. 1.5 saat de orada kaldik. Ucagin bosalmasi, temizlenmesi, guvenlik kontrolu ve yeni yolcularin alinmasi uzun surdu. Kar muhalefeti nwdeniyle ucak tam dolu. Pilotumuz yolculugun 12 saat sutecegini soyluyor. Saat yaklasik 8pm Bogota saati ile.
Yeni filme baslama zamani ‘Three billborads Outside Ebbing Missouri”
Bir sonraki film ‘The Notebook ” ve sonra “We Bought a Zoo”. Kapanisi “Analyze This” ve “Analyze That” ile yapiyorum. Sonra harita.
Ve 12 saatlik yolculugun sonu. Simdiki stres konusu once pasaport kontrol, sonra bavullar ve en son aksam trafiginde eve gidebilmek. Pilotumuz Istanbul’un 3 derece oldugunu duyuruyor. Ucagin kamerasinda kar goruntuleri.
Bunlardan da onemlisi, evde karantina uygulamak. Pek cok kisi farkinda olmadan geciriyor, eve tasimamak lazim. Bir sure evde maske ile dolasirim herhalde.