2021 Meksika

Baslik 2020 Meksika Macerasi olacakti ya da işin başında öyleydi. Ama 2020 Pandemi Macerasi oldu. Covid-19 belasi 2020’nin tum planlarini altust etti. Ekibin cogunlugunun asi olmasi bize bu maceraya 2021’de atilma cesareti veriyor. Risklere acik oldugumuz kesin. Meksika PCR testi istemiyor. THY Meksika icin bir test istemiyor. Aklimizdan gecen pek cok soru var, yakinlarimizin sorularinin yaninda. Geziye macera denmis; macerali olacak .. belli.

Ilk problem gezinin bir sene otelenmesi idi (1). Ucuslari degistirirken yasadiklarimiz nispeten ufak hadiseler oldu. Bir arkadasimizin covid-19 yuzunden gelemiyor olmasi ise hepimizi uzdu. Aslinda herhangi birimiz bu duruma dusebilirdi. Sakinan goze cop batarmis; en cok en fazla izolasyon uygulayanlarin basina bir seyler geldigini duyduk.

Pandemi korkusu yuzunden Mexico City gezisi programdan cikmisti ama THY ucusta degisiklik yaparak onu tekrar programa ekledi, bir gece Mexico City’de geceleyeceğiz. Baska  aksilik yok mu; var. Son dakika haberi olarak bizi acik denize goturecek ve 8 gece icinde konaklayacagimiz teknemizin bozuldugunu ogreniyoruz (2). Yerine tekne bulunuyor allahtan ama daha kucuk. Onu da kabul ediyoruz. Kararliyiz , gidecegiz bu geziye. Kopek baliklari , mobulalar.. bekleyin bizi.

Cantalarda fotograf ve  dalis malzemeleri, az kiyafet ve bol maske var; kullanim yerine gore FFP3 ya da basit cerrahi maske. Bol olan bir baska sey de deniz tutmasina karsi ilac. Bagaj buyuklugu ile kilosu hazirliklarin birincil onceligi; bu konuda hemen hemen hepimiz epey deneyim sahibiyiz. Paraya (mile) kiyip business’te gidiyor grubun cogunlugu. Dolayisi ile THY kisminda bagaj acisindan sorun yok. Sorun ic hatlarda. Dalis malzemesi ve kiyafetleri 25 kiloluk bir canta yapiyorum, o da problem degil. Sorun kabin bagajinda. Ic hatlarda limit 10 kilo, benimki 13. Artik iceri girene kadar cebimize mi aliriz  , belimize mi sarariz flaslari bilmem. Tabi THY’yi pas gectim, onun limiti aslinda 8 kilo.

Business lounge pandemide pek tatsiz. Alkol yok. Soguk mezeler kucuk kapakli kaplarda. Bir de gece yarisi olmasi sebebi ile sunum iyice zayif. Neyse ki bizim konusacak cok seyimiz var.

Ilk once uzun bir aradan sonra biraraya gelmenin ve herseyden once bu geziye baslayabilmenin mutlulugu olarak agizlar kulaklarda hal hatir sormalar, muhtemelen iki hafta boyunca kulaklarimizdan eksik olmayacak “bol su icin” direktifleri esliginde bol su ve soda tuketimi. Vee, teknede yerlesim plani.

Bu saatte havaalani pek kalabalik degil. Yurt disi harc pulu icin kurulmus kiosklar buyuk kolaylik. TK181 ucusu 02:30 kalkisli. Ucaga otobus ile gidiyoruz. Tek bir motoru bizim yolcu minibuslerinden buyuk olsa gerek.

Business class ikramlari Versace yolculuk cantasi ile basliyor. Denon kulaklik gurultu onleyicili. On kusur saat , sadece yeme icme sirasinda cikartabildigimiz maskeler nefes almayi biraz engelliyor.Doktorlari ilk defa anliyorum. Saatlerce once havaalani,  sonra ucakta FFP3 maske takmak bir sure sonra aci vermeye basliyor. Ilginctir , maske ile de uyunabiliyormus. Suratta biraktigi iz de cabasi.

Business’in uzun yolculuktaki en buyuk avantaji ; yataga donusen koltuk. Bir gece once de uyuyamamis olmam sebebi ile 2-3 saat siziyorum.

Uzun ucuslarin vazgecilmezi filmler: Ad Astra, The sound of silence, Ford vs Ferrari.

Bagajlar Mexico City’ye kadar. Alip ic hatlara gecmemiz lazim. Neyse ki fire yok, herkesin bavulu sag salim gelmis. Biraz para bozduruyoruz. 1 usd 15.56 peso. Aman siz de bizim gibi kazik yemeyin ve gumrugu gecmeden para bozdurmayin. Disarida 18 kusur. Allahtan cok bozdurmadik.

Bi narkotik kopegi bagajlari kokluyor. Neyse ki ekibin zulalari yakalanamiyor.  Zula dedigimiz de memleketten peynir, kavurma filan. Ama gumruk cantayi didik didik ariyor.  Gelmeden once soylenen housing’den vergi alinmasi olayi gercek cikmadi.

Hemen Telcel’den internet hatti aliyorum. Okudugum kadari ile en genis kapsama alanina sahip operator bu. 500 pesoya 8 GB (yaklasik 28 dolar). Daha kucugu planda var ama sim ellerinde yok. 300 pesoya 5 GB daha mantikli bence.  Gerci havaalaninda bedava wifi var. Acik denizde de sebeke olmayacak ama yine de karada olacagimiz zaman icin deger bence.

Mexico City havaalaninin 6 numarali kapisinin disinda ic hatlara giden otobus var. Bavullari tikip sosyal mesafeyi unutarak 5 dakikalik bir yolculukla ic hatlara giriyoruz. Ust kat gidis kati. Beceriksiz bir genc cok yavas hareket ettiginden epey bekliyoruz. Bir grup kiosk’tan chekin ile isi hizlandiriyor. Bagaj hakki 25 kilo. El bagaj hakki 10 kilo. Ekstra bagajlar ucrete tabi. 60 usd denmisti ama sanirim 80 usd aldilar. Benim canta 25.2 kilo. Dalis malzemeleri ile kiyafetleri bu cantaya sikistirmam buyuk basari. Bakalim donuste ne olacak. Ondan da onemlisi, insallah birsey unutmamisimdir.

Bizdeki HES koduna benzer bir kod uretiyorlar, kisinin beyanina dayanan bir saglik bildirimi. Internetten bir sayfayi dolduruyorsun ki bu sayfa havaalaninin her yaninda kare kodlardan erisilebiliyor. Guvenlik girisinde bu kodu soruyorlar. Biz aslinda daha once doldurup ekran goruntusu almistik ama ben tekrar doldurayim derken saati kabul etmeyince , yardim istefigim cocuk kodsuz iceri girmeme izin veriyor.

Ic hatlar guvenliginden gecmek ise feci zor. Fotograf cantasi icindeki her malzeme tek tek cikti. Biz ise rontgenden geciyoruz, eller havada. Cebimdeki kagit paralar yogun oldugundan onlar xray’den ben rontgenden tekrar geciyorum. Cantayi kapatmaya ugrasirken de sirt cantami orada unutuyorum (3). Herhalde bir 10 dakika sonra farkedip gelince , once benim bilgilerimi kaydediyorlar,  sonra cantanin benim oldugundan emin olmak istiyorlar. Cantanin icindeki cep telefonunu parmak izi ile acinca sorun kalmiyor. Ama epey panik yasadigimi itiraf etmeliyim.

Aeromexico’nun AM382 ucusu ile Cabo San Lucas’a ucuyoruz. El bagajlarini tartan yok. Umarim donus de boyle olur. Ucus 2,5 saat. Sadece fistik ve icecek servisi var. Bira istegimi anlamayinca bir bardak sut uzatiyor. Benim saskinligimi tahmin edersiniz. Onlar pek ingilizce anlamiyor, ben ispanyolca bilmiyorum. Nasil gececek bi gezi bilmiyorum.

Kalkista biraz titreyen ucak inerken de biraz titretip , bir de pisti pas gecince (4) biraz heyecan yapsak da yumusak bir inisle derin bir oh cekiyoruz. E Meksika macerasi .. olacak o kadar.

Ucaktan piste indigimizde bizi bir firin sicakligi karsiliyor. Bagajlar cok hizli gelmis. Gezinin onemli bir adimi daha tamamlanmis oluyor. Havalanindan cikis yine bagajlarin xrayden gecisi ile oluyor. Bu sefer aradiklari sey uyusturucu, deniz kabuklari ve hayvansal gida. Ama kavurmalari yakalayamiyor.

Cikista Exit’e hodgeldin diyen bir adam yine de herseyin yolunda oldugunun habercisi. Bagajimiz cok oldugundan birkac bavulu iceri alip 45 dakikalik yolculugumuza basliyoruz. Yoldaki manzaramiz karikaturlerde gordugumuz kaktusler, havada ucan akbaba oldugu tahmin edilen yirtici kuslar.

Otelimiz marinanin kiyisinda. Resepsiyondaki islemler oldukca uzun surmesine ragmen keyfimiz yerinde. Tabii ki ilk is, maskelerden kurtulup dus alip rahatlamak. Sonra fazla oyalanmadan etrafi kesif, yeme-icme.

Sahilde biraz yuruyup canli muzik olan bir yerde bira iciyoruz. Tecate lager tur bir bira. Light versiyonu da var.

Bir miktar atistirip ic sokaklardaki taco’culara gidiyoruz.  Bir arkadasa onerilen Mi Casa’da birseyler yiyoruz. Et agir geldi bana. Deniz urunleri en iyi tercih olacak gibi. Buradaki bira tercihimiz Pacifico Clara. Bu da pilsener tip bira imis.

Aksam 10 gibi odalara cekilip siziyoruz. Oda arkadasim 4’te uyaninca biraz muhabbet, sonra tekrar uyuklama ve 8 gibi kalkis.

Kahvalti karsi binanin 2. katinda, havuzun (?) yaninda. Agiz tadimiza uygun olarak omlet, meyve ve kek turu seyler var. Sabah kahvaltida fasulye, tavuk filan pek cekici degil bizim icin. Meyve suyu olarak pancar suyu da ilginc.

Burada maske sahilde mecbur degil galiba. Alis veris merkezine giriste dezenfentan verip atesinize bakiyorlar. Otelde yemek alirken maske mecburi. Yiyecekler porsiyonluk kaplarda strecle ortulu sunuyorlar . Gorevliler devamli maske takiyor.

Sahilde tur satmaya calisan saticilar oldukca yapiskan. Veya restoran cigirtkanlari memleketi aratmiyor.

28.05.2021 cuma

Bugun 3’e kadar serbestiz. Etrafi dolasiyoruz ama hava cok sicak. Bir sure sonra odanin klimali ortaminda esya hazirligi en mantiklisi. Bugun snorkel var.

Marina icindeki canliliga bakarsak snorkel de basarili olmali. Marina icinde dolasan bir deniz aslani, pelikanlar bizim pek asina oldugumuz manzaralardan degil.

3.15 gibi marinadan ayriliyoruz. Iki tekne 12 kisiyiz. Her teknede 1 rehber ve 1 kaptan var. Bizim rehber Jorge; horhe gibi okunuyor, h’ler bogazin gerisinden. 

Ilk durak, Coba San Lucas kemeri ya da Cortez kemeri. Tekneler bunun onune geliyor, bizim gibi fotograf cekiyor ve yoluna devam ediyor.  Kemer onundeki kayaliklarda da deniz aslani ailesi vardi, her zaman burada midir bilmem. Bu kemer Cortez korfezi ile Pasifik okyanusunun karsilaatigi bir nokta. Okyanus vahsiligini hissediyor insan.

Bundan sonra gunun geri kalaninda mabula surusu aramakla geciyor. Amac ardarda atlayan mabula gormek. Ancak o zaman surunun buyuk oldugunu anliyorlar. Bir de su ustunde “mancha” ariyorlar. Su ustundeki karanlik gormek demek, yazilisi dogru olmayabilir. Grup buyuk olursa su ustunde bir karalti olusturuyormus. Bir sure hic bir sey gormeden gidiyoruz. Sonra tek tek atlayan mabula goruluyor. Birkacinin atladigi bir yerse suya atliyoruz.

Suyun 25 derece oldugunu ogrenince havaleli 5mm elbise yerine uzerime sadece jarse giymeye karar veriyorum.  Usursem yarin elbise giyerim. Jarse bu havada yeterli. Ama ilk suya inisimizde hayvanlar cabuk dagiliyor.

Kiyidaki Meksikalilar icin belki de pahali ama Amerikalilar icin ucuz guzel yazlik kiyi evleri izleyerek dolasiyoruz. Burasi Amerikalilarin ucuz tatil ve bilimum birsey yapabilecegi bir yer. Evler yerel halkin mi Amerikalilarin mi bilmem ama sehirde muhtemelen cok Amerikali var.

Epey gittikten sonra bu sefer daha buyuk bir suru yakaliyoruz. Ama su cok bulanik. Genelde ben once suustunde birkac kare cektigimden hep geri kaliyorum. Jorge de beni aktivitenin basina atiyor. Dolayisi ile hic birsey kacirmiyorum.

Ama fotograflar basarili degil.

Otel dondukten sonra hizli bir dus sonrasi kazinan midelerimizi bastirmanin vaktidir. Bir arkadas Tacos Gardenias diye bir yer bulmus, otele yuruyeeek 15 dakika mesafede, 1.2 km filan . Bir grup oraya gidiyoruz. Diger grup ayak agrisini bahane edip otelde kaliyor.

Mekan kucuk ve salas bir yer. Fiyatlar makul. Tika basa yememize ragmen 5 kisi 1400 peso gibi bir sey veriyoruz. Oteldekiler adam basi 500 kusur veriyorlar. Taco’lar guzel. Guzel bir yesil aci biberleri, guzel aci soslar var. Nachos yanina gelen avokado sosu da oldukca basarili. Burada denedigimiz bira Modelo Especial. Bunun Negra olani da var.

Restoranlarda menu pek yok.  Hemen bir kare kod getiriyorlar ya da masada yapistirilmis kare kod var. Bu koddan mekanin menusune erisip secim yapabiliyorsunuz. Ustelik sitede yemeklerin fotosu da var. Ama bunun icin internetinizin olmasi lazim tabi.

29.05.2021

Henuz vucut zaman farkina alismadi galiba. Burada Turkiye ile zaman farki 9 saat. Mexico City’de 8 idi. Bugun de dunku gibi 4 kusurda kalkıyoruz.  Yemege 7 de inince yanliz olmadigimizi goruyoruz. Omlet, yogurt ve meyve ile kahvalti. Mideyi cok doldurmamak lazim. Bugun snorkelin 2. Gunu. Bugun hedef kopek baliklari. Dun kiyidaydik, bugun karadan biraz daha ayriliyoruz. Jorge 45 dakikalik bir yolumuz oldugunu soyluyor. 40. Dakikada brifing basliyor. Ilk soyledigi “ilk oncelik guvenlik”. Suya ilk o inecek, hayvanlarin hareketlerine bakacak. Asagida sadece 2 gozu oldugundan da 3er 3er inmemizi istiyor.  Cunku cogunlugun elinde buyuk fotograf makinesi var. Makineye ve cekilecek objeye odaklandigimizda arkamizi goremiyecegimizi, kendisinin etrafi kolacan edecegini soyluyor. Eger onun da arkasinda kopek gorursek “there is fucking shark behind you” demenin isaretini tarif ediyor. İsaretleri tahmin edersiniz 🙂

Tekne ekibine bir kisi eklenmis. Kaptanimizdan 2 kisi cikabilecegi icin kendisinden yem yapilacagi esprisini yapiyor Jorge. Ama kaptandan degil toriklerden yem yapiliyor. Plastik bir kasaya, beyaz bir silindire balik parcalanip konuyor. Bir kisim balik parcalari da ezilerek kopekler icin “milkshake” yapiliyor. Yemler denize atiliyor. Kanli milkshake de suya ara ara dokuluyor. Simdi beklemedeyiz. Biz filmlerden muhabbete basliyoruz. 2 arkadasi deniz tutuyor. Ben hazirlikliyim. Ilk ilaci kahvalti sonrasi icmistim. Denizin biraz dalgali oldugunu gorunce teknede ikinciyi de aldim. Ama isi sansa birakmiyor ve gozumu ufuktan almiyorum. Tabii ki gozler deniz uzerinde gorulecek bir kopek baligi yuzgecinde.

Bir sure sonra onu da goruyorum. Once suyun ustunde ucan kirlangic benzeri kusun kanadi mi derken, benimle betaber gorenler var. Ama bir daha gormuyoruz. Bekle allah bekle , iz yok. Fosur fosur milkshake denize atiliyor. Bu arada 2 arkadas cok iyi durumda degil.  Zorlamayip donelim diyoruz. Zaten cok dalgali deniz. Diger teknenin yanina gidiyoruz. Bir baska secenek de gidenleri bir tekne, kalmak isteyenleri ayri bir tekne yapmak. Ama bu is suya girmeden yapilacak gibi degil, 2 tekne birbirine baglanamaz bu dalgada. Sonucta bizim tekne ufaktan donuse geciyor, diger tekne kaliyor.

Cok kisa bir sure  sonra diger tekneye kopek baligi geldigi haberi geliyor, biz de donuyoruz. Suyun uzerine yansiyan bir golge var evet ben de gordum. Birkac kisi atlamis suya, fotograf cekebileni de var. Ama hayvan biz insek mi inmesek mi derken gidiyor. Biz de donuyoruz.  Daha sonra bir kopek daha gelmis. Hatta merlin goren de var. Biz ise kemere tekrar gidiyoruz. Hatta arkasina da geciyoruz.

Karaya erken donuyoruz. Hizli bir dus ardindan margarita icmenin vaktidir. Bugun az sallanmis gibi salıncakta, marina manzarasi ile ickimizi yudumluyoruz. Birkac arkadas daha bize katiliyor.

Sonra biz de diger grubun oturdugu Agua Salada’ya gidiyoruz. Bu aksam denene bira Bohemia Clara. Bir de Obscura’si var.

Yarin sabah yolculuk var, bavul toplanacak. Erkenden odaya gidecegiz. Ben viagra reklamlarinin fotograflarini cekiyorum, sizin icin.

30.05.2021

Gece ara ara uyuyup ara ara bavul yapip sabah 6.5′ ta uyaniyoruz. Her yer degistirme bizim icin buyuk bir adim. Sikistirilmis bavullari tekrar sikistirmak, makineyi titizlikle paketlemek, transferlere zamaninda yetismek zor. Bir bavuldakilerin icerigi degismemesine ragmen ayni bavula sigmiyor olma problemini Einstein bile cozemez herhalde.

Sabah checkout islemi gorece cabuk halloluyor. Bizi tekneye goturecek arac gelmis. Hazir olanlar bavullari yerlestiriyor ve 8.30 gibi otelden ayriliyoruz. 15-20 dakika sonra teknemiz Soutern Sport’a variyoruz.

Buraya kadar girdigimiz her restoranda oldugu gibi atesimizi olcuyorlar. Tum cantalara dezenfektan sikip iceri alacaklar guya ama bu kisim biraz lacka. Tekne bekledigimden daha kucuk. Bizden baska 2 yolcu daha  var.  Ama bizim daha once belirledigimiz kamara seciminde degisiklik yok.

Kamaramiz ranzali. Ben altta kaliyorum. Ust katta oturmak mumkun mu bakmadim ama alt katta oturmak mumkun degil, kafayi egmekle bile sigacak gibi degil. Umarim rahat ederiz. Odalarin buzdolabi gibi sogutulmus olmasi da cabasi. Bu sekilde uyursak donma ihtimali yuksek. Neyse ki soyleyince hemen aksiyon alip klimada bir degisiklik yapiyorlar. Bir saat sonra makul bir serinlikte.

Bundan sonraki en buyuk hedef yola cikmadan esyalari yerlestirmek. Hepimizin korkulu ruyasi 22-24 saat surmesi beklenen yolculugun dalgali ve agir gecmesi. Cogumuz hazirlikli, kahvalti sonrasi dramaminler alinmaya baslamis. Once gruplar belirleniyor. Bu sirada teknenin hareket ettigini farkediyoruz. Gruplar birbirine yakin yerlere konuslaniyor ve dalis malzemeleri aciliyor. Tek bavul geldigimden dalis malzemerini indirince bavulu kamaraya goturup esyalari indiriyorum. Bavulu koyacak yer yok, tekne icinde bir yere kaldiriliyor. Saat 10.30’da brifing  veriliyor, ekip tanitiliyor.

Kaptan Migel, muhendis Gigermo, ahci Paloma, yardimcisi Christina, herseye kosan Jorge, botlari kullanacak olan skipper’lar Ernesto (Neto) ve Abdul, dalis rehberleri Maurizio ve Arthuru (Turuku). Tum tanitimi yapan Truku; sanki en kidemlileri o.

Yola ciktiktan kisa bir sure sonra dalgalar basliyor. Kaptan direk hedefe kilitlenmis herhalde, bazen dalgalar tam yandan geliyor. Ben 4 saatte bir dramamin takviyesi ile iyi durumdayim. 13.00’de oglen, 19.00’da aksam yemegi veriliyor. Yemekler basarili. Dramaminden midir nedir, verilen tabagi silip supuruyorum, daha da yiyesim var.

Bir arkadas epey kotu oldu. Geri donelim diyor. Biraz bekleyelim dendi. Salonda yatmaya geldiginde biraz rahatlamisti. Aksam bir parca kizarmis ekmek midesini bastirdi umarim.

Oda arkadasim ust guvertede yatmis. Sabah 6’da ihtiyac molasina geliyor. Gun doguyor deyince ben de yukari cikiyorum. Deniz oldukca sakin, cok iri dalga yok. Dalisin son gunlerine kadar az ruzgarli iyi bir hava bekleniyor. Kahvaltida yulafli gevrek ve yogurt, meyve ve istege gore yumurta var. Ilactan aldigim guc ile kahvaltida yumurta bile yiyorum.

14.30’da St Benedicto adasina varmamiz bekleniyormus. Akinti varmis. Bu haber biraz moral bozucu,  ikinci dalisi yapamayabiliriz.

10’da brifing var. Ilk soylenen sey maviye gitme. Canli zaten maviden gelecek, onun yolunu ac.

Ilk dalis noktasi El Cañon, yani kanyon. At nali seklinde bir  yer.  Manta kayaligindan Ananas kayasina u’nun uclari dersek, u’nun oryasinda temizlik istasyonu var. Manta kayasinin tepesi 5 metre ve dalga oldugundan dalis bolgrsi disinda kaliyor. Kacta adaya varacagimizi gps’ten gorebiliyorlar, tahmini olarak. Ama orada kac tekne oldugunu bilmediklerinden ne zaman dalisa baslayacagimiz kesin degil. Eger baska tekne varsa onlarin plani sorulacak. En son biz suya girecegiz. O nedenle bu park alanindaki dalislarin 50 dakika ilr sinirli olmasi onemli. Baska tekne yoksa 5-10 dakika esnetebiliyorlarmis. Buyuk ihtimal 1’de yemek   3’te dalis olacak. Girme olasiligi olan hayvanlar cekic bas, yuzgeci siyah uclu kopek baliklari ile mantalar.

Arada makina hazirligina girisiyoruz. Buyuk bir hata yapmisim; kucuk kollari birakirken flas kollarini da birakmisim. Ilk cozum olarak kablo bagi ile bagladim. Ama hatami arkadaslara anlatonca 2 arkadastan 2 ayri kol bularak sorunum cozuldu. Gram hesabi  yapmanin zararlari.

Benedicto volkanik bir ada. Uzerinde yerlesim yok. En son ne zaman aktif bilmiyorum.

Dun yolculuk epey soguktu ve guneste oturdum. Dizlerim ve yuzum yanmis biraz. Burnum hafiften aciyor. Bepanten surmem lazim.

Adaya vardigimizda 2 tekne daha vardi. Dolayisi ile alistirma dalisini manta kayasindan ananas kayasina yaptik. Cok fazla kopek ve manta goremeduk. Ikinci dalis temizleme istasyonuna dogru idi. Daha giriste beyaz yuzgecli kopek, muren, galapagos kopek, manta ve uzaktan cekic bas kopek baligi gorduk. Burasi bocek kayniyor, hepsi de cok buyuk. Aclayan olmayinca insanlardan da kacmiyorlar.

Aksam yemeginden sonra fotolara bakilip ertesi gun icin taktik yapilirken aynen Maldivler’de oldugu gibi silky kopek baliklari ve yunuslar isikta avlanmaya geldiler. Arada jack’ler de bol bol avlandi. En cok ucan baliklar telef oldu galiba. 2 arkadas ta platformdan makinalari indirerek cekim yapti, bakalim nasil ciktilar. Bir ara birinin flas fiber kablosuna dolanmasi ne kadar tehlikeli bir is yaptiklarinin kaniti, ya da gece avlanan hayvanlarin ne kadar tehlikeli oldugunun. O nedenle gece dalisi yaaak burada. Yasak olmasa da kac kisi dalar bu manzarayi gordukten sonra  bilmiyorum.

Ertesi gunun dalis brifingi aksamdan yapiliyor. Okyanusa acik, korunaksiz bir yerde dalacagiz. Biri buyuk biri kucuk 2 pinacle. Bir dalista etrafini birkac kez dolasmak mumkun. Akinti varsa da git gel yapacagiz korunakli kisimda.  Biraz da dalgali olma ihtimali var. Basamakli bir yermis. Bir yarafta unesco’nun koruma alani oldugunu gosteren bir tabela varmis 18 metrede. Diger tarafta da 3 basamak var. Sabahlari seytan yunuslar gelirmis. Seytan denmesinin sebebi, gelip karsinda durup seni asagi cekmesiymis. Dun aksam da gorduk, kuyruklari ile denize vurup baliklari cekiyor ya da topluyordu. Cekic bas kopek baligi, manta mavilikte gorulebilir.

Mantalarin onundeki yuzgeclerin durumuna gore davranisini anlamak mumkunmus. Bu iki yuzgeci tunel gibi yaparsa besleniyor demek, ikisi de asagiya dogru ise seyir halinde, yanimizda iken biri bize dogru cevrilirse bizimle iletisim kuruyor, her ikisi de oynuyorsa romantik bir iliski halinde. Turuku’nun bunlari bilmesinin sebebi esinin meslegiymis.

Botlarin ortasinda tup koyacak yuvalar var. Dalis bolgesine gelince rehber herkesin tupunu sirtina veriyor. Ondan sonra paletler ama paletler ya tup haznelerinin ustune ya da yamuk yumuk yana. Bir de elimizde koca fotograf makinalari. Hazirlandiktan sonra hemen inilmezse bele cok yuk biniyor. Sanirim ben de belimi biraz incittim.

Ilk dalis bir önceki gun gibi , esyalarin bota konmasi, bizim bota binisimiz, makinalarin bota verilmesi seklinde. Botta giyinmek epey zor. Rehberimiz Maurizio herkesin bC’sini teker sirtina veriyor. Elimizde koca fotograf makineleri ile palet giymek en zor kismi. Paleti ayaga gecirmek bir dert, paletli ayagi koyacak bir yer bulmak baska bir dert. Hersey hazir oldugunda zaten enerjimizin bir kismini harcamis oluyoruz. 1,2,3, go..

Su 23-25 derece ama nedense usuyorum. Ikinci gunden itibaren iclik giymeye basladim. Agirlik ayarlamak gercekten zor. Bir de Misir’a cok tuzlu su derler. Burasi Misir’dan daha tuzlu olabilir bence. Son aylarda aldigim kilolarin da etkisi ile epey bir agirlik almam gerekiyor.

Reef’in yakinina atliyoruz, plakanin oldugu yere. Hemen arkasindaki yarikta yatan 5-6 white tip reef shark var. Reef etrafini dolasirken bocekleri de fotigraflamayi ihmal etmiyoruz. Dalisin sonunda yavastan reef’ten uzaklasiyoruz. Ben dalis bitti diye makinami topluyorum ama karsidan koca bir karalti geliyor. Oceanic manta epey buyuk. Tabi hemen makina aciliyor ve cekmeye basliyoruz.

Ikinci dalis da ayni noktaya El Boilor. Bu sefer mantalar erken geliyor. Ama onlar da yunuslar gibi seytan , bizi 30 metreye indiriyor. Saatler otmeye baslayinca yukseliyoruz. Reef uzerindeki canlilara bakmiyoruz pek. Bu sefer bu bolgenin endemik turuncu renkli melek baligi da bir mantanin uzerinde. Mantalar o kadar buyuk ki, Sipadan’daki jack’lerden daha buyuk remoralar var üzerinde. Bir arkadasin buldugu ahtapot cok guzeldi.

Ikinci dalistan sonra yemek yerken tekne de yola cikiyor. 3 ve 4. dalislar El Cañon’da.

El Cañon’daki ilk dalis cekic ile basladi. Silver tip reef shark. Platoda once bir cekic geldi ve gitti. Arkasindan 6-7 tane cekic geldi. Ama arkadas uzerine makina ile gidince kactilar. Mantalar, galapagos shark. Dekoda altimizdan gecen manta hali gibiydi.

Gunun son dalisi biraz karanlikti. Cekic bas, galapagos, silver tip, manta bize eslik etti.

Paloma 2 gundur ortada yok, migreni tutmus. Christina da eksik kalmiyor.

Bu teknenin en iyilerinden biri kesinlikle mutfagi. Teknenin buz dolabi gibi soguk olmasindan endiselenmiyor degilim; buzdolabinda taze tutulmus kart 13 dalgici bir hafta boyunca deniz tuzuyla isledikten sonra yerler mi acaba ? 🙂

Normal sartlarda bu gece Rock Partida’ya hareket edevektik, 8-9 saatlik yolculuk. Okyanusa acik oldugundan iyi havalarda gidilirmis. Ama 4. dalisin sonunda bizi kara bulutlarin bekledigini gorduk. Kaptan da geceyi burada gecitmeye karar verdi. Ilk dalis yone burada. Sabah yunus gorme ihtimalimiz var. Sonra Socorro’ya gidecegiz. Bakalim hava bizim ne tur bir program yapmamiza izin verecek.

Gece saat basi uyaniyorum. Gece de cok salladi ama midemi bozmadı. Sabah 6’da artik yataktan kalkiyorum. Ekip ayakta, onlar 5 gibi kalkiyorlarmis. Ilk dalis 7.30. Herhalde o saate hava aydinlanir, su anda zifiri karanlik var. Dalis oncesi kahve ve kek hazir. Isteyene meyve, yulaf ve yogurt da var. Kek ve kahve en iyisi. Ve tabii ki bol su.

Ilkbdalis biraz karanlik geciyor, 7.30’da ve bulutlu havada ancak boyle. Temizleme istasyonuna kadar cok fazla canli yok. Bocekler disinda. Bocekler her yerde, bir kovukta 3 tane gordum. Temizleme istasyonunda cekic bas, silver tip, white tip, galapagos kopek baliklari. Ne manta ne de yunus.

Dalis sonrasi memleketten gelen kavurma yumurta ile midemize iniyor. Teknedeki amerikalilar da beğeniyor monuyu. Kahvalti sonrasi film keyfi.

Gunun ikinci dalisi yine ayni nokta, asagi yukari ayni kadri. Cekicler dolandi durdy ama yakina gelmedi.

Ucuncu dalis biraz daha akintili oldugundan dalisa negatif yuzerlikle basladik. Biri rehber 8 kisiden 6si bur yone rehber ve bir arkadas ayri yone gitti. Biz asagida 5 dakika bekledik. Rehber bizi bulmak icin tekrar bota binmis. Sonucta su altinda temizlik istasyonunda bulustuk. Biz asagidayken yukaridaki 2 cekicbasin silueti cok fotojenikti. Siyah bir manta 15 metrelerden guvenlik beklemesine kadar bize eslik etti. Hatta su ustune kadar cikti.

Bugun ogle yemegi 3. dalis sonrasi.  Ikinci dalis sonrasi yedigum cukulatalar midemi  kaldirdi asagida. Su alti tarifesi ayni, white tip, silver tip, galapagos ve hammer head sharks ve manta.

Gunun 4. Daliso da ayni noktaya. 10 dalisin 8’i ayni nokta. Hemen hemen ezberledik su altini.

19.30 ertesi gunun brifingi. Gece 1.5-2’de yola cikiyotuz Socorro’ya, 4-5 saatlik yol. Muhtemalen 2. Tekne olacagiz. Zaten tum adalarda 2 tekne kalmis. Dalis noktasinin ismi Cabo Pierce. Buradakinden daha fazla orada da suyun 25m altinda da dalgalari hissedecekmisiz. Kademeli kayalar, katalarin arasinda kum taban varmis. 27-30 metrede temizleme istasyonu varmis ama oraya gidene kadar dekoya girme ihtimali var. Akintinin gucunden dolayi kayadan uzaklasirsak dalisi bitirmemiz lazim. Dolayisi ile her grupta balon olmali. Gorus cok iyi olmayacak muhtemelen ama canli var. Mesela mantalari daha sigda görebilirmisiz , angel fish temizliyormus onlari.  Temizlik istasyonu korunaksiz, cok akinti varsa oraya kadar gitmeyebiliriz. Burada yavru/kucuk galapagos gorme ihtimali varmis, dogum yaptiklari bir yermis. Cok iri hammerhead gormeyi bekliyoruz. Burada da 15 metrede bir plaka var, marine park hakkinda bilgi veriyormus.

Yorgunluktan 21.30’da yatiyorum ama bir turlu uyuyamiyorum. Biraz fazla erken yatmisiz galiba. Ama gunde 4 dalis  biraz yoruyor tabi. Gece 2’ye dogru teknenin hareket ettigini farkediyorum. Sabah 6’da hala yol aliyoruz. Kalkip kahve ve kek ile ayilma calismalari sonuc veriyor.

Ilk dalis oncesi yunuslar botun onunde dolasiyor. Biz suya iner inmez de yanimiza geliyorlar ama daha makineyi acamadigimdan fotograf cekemedim. Su altinda dalgalari hissediyoruz. Cekic baslari siluet halinde gorunce, kayalara yapisiyoruz ama tekrar gelmiyorlar. Guvenlik beklemesi sirasinda biri altimizdan geciyor. Soccoro’nun her dalisinda manta vardi.

Ikinci dalis feci akintili ve soguktu. Badim erken cikinca biz de cabuk bitirdik dalisi. Kulagimi da biraz zorlamisim galiba agrimaya basladi. Ikinci dalis zor gecince ucuncuyu herkes pas gecti. 2 Amerikali ile toplam 4 kisi idik. Mantalar uzerlerindeki temizlikcileriyle epey poz verdiler. Temizlikci baliklar bu bolgenin endemik turu imis. En ilginci ise silky’nin mantanin pesinden gitmesiydi. Guvenlik beklemesine de bir silky kopek baligi geldi.

Yarin Roco Partida’ya gidecegiz. Brifingi aksam 7’de veriliyor.

Volkanik pinacle. Kirilmis kaya anlaminda imis. Kuvvetli gelgit oldugundan bota binerken dikkat etmek gerekiyormus. Bati ya da dogusundan negatif yuzerlikle inecegiz. Hizli inmemiz gerekiyor. Uzerindeki magaramsi deliklerde kopek baluklari oturuyor olacak. Bizim gibi kopekler de gelgitle inip cikarlarmis. Gelgit kulaklarimizi da kotu etkileyebilirmis. Yine kayalarin kuzey guney uclari yine camasir makinesi gibi. Bota yine mavide binecegiz.

Irgat motoru bozuldugundan butun gun buyuk tekne dolasip duracakmus. Roca Partida korunaksiz oldugundan ve ruzgar olacagindan bizi deniz tutabilirmis. Isin en kotusu, yine San Banadicto’ya gidecegiz.

Bu kayalarda buyuk galapagos ve buyuk silver tip shark’lar varmis. Deniz kestanelerinin dikenleri arasinda orfoz yavrulari, kayanin catlaklari arasinda yavru white tip reef shark olabilirmis.

Butun gece yolculuk yapiyoruz. 5’te uyandigimda motorlar susmustu, ama her yer karanlik oldugundan sicak yataktan kalkmadim. 6’da hava aydinlanirken 2 kaya parcasi gozukmeye basladi. 2 saattir motor suskunmus, sadece ruzgar bizi surukluyor  muhtemelen, cok skinti yok.

Bu sabahin bomba haberi botlardan birinin devre disi kalmasi. Tek tekne dalgiclari goturup gelecek plana gore. Dalgic problem yasarsa pek iyi olmayacak bu durumda. Am genellikle problemler dalis basinda oldugundan bot 15 dakika dalgiclari su ustunde takip edecekmis.

Biz kahvaltida iken tekne Roca Partida’ya yaklasmak icin motorlari calistiriyor.

Su ustunde U biciminde bir kaya kutlesi. Uzerinde firkateyn ve bubi kuslari ucuyor. Suya negatif yuzerlikle atliyoruz. 15 metrede bulusup makinalari ayarliyoruz. Ondan sonrasi biraz akinti marifeti ile hareket , biraz balkondaki white tip reef shark’lari fotograflama mucadelesi ile geciyor. Suyun altinda hissettigimiz dalgalar zaman zaman bir kac metre asagi ya da yukari atiyor bizi. Fotograf cekmek de bu nedenle cok kolay degil. Ustuste yatmis kopek baliklarina bazi kovuklarda bocek dedigimiz kiskacsiz istakozlar eslik ediyor. Kim bilir kac yasinda cok iri bir istakoz yavru kopek baligi boyunda.

Asagida galapagos, yukarida silky ve silver tip reef shark’lar white tip reef shark’lar disindaki kopek turleri. Bunun yaninda jack fish suruleri ve diger kucuk baluklar bueayi akvaryum havasina sokmus. Ama akinti degisken. Ilk dalista bir ara sari yuzgecli ton baligi oldukca ilgi cekiyor. Benden buyuktur kesin.

Ilk dalis sonrasi ikinci dingi yapilinca biraz rahatliyoruz. Tum dalislar birbirinin benzeri. Balik cesitliligi ve populasyon yogunlugu bu gezinin degdiginin isareti.

Biz dusumuzu alirken dingiler tekneye yukleniyor ve tekrar yola cikiyoruz. Hedef San Benedicto adasi. El Cañon’u tavaf etmeye devam.

Burada gordugumuz kuslar da farkli: white tern, boobi, frigate, ganet, albatros. Cep telefonu ile fotograflarini cekmeye calisiyorum ama pek basarili degil.

En Cañon’da 4 dalis daha yapiyoruz. Bu sefer cekicbaslara biraz daha yakinlasip cekebiliyoruz.

1 haftada 20 dalis. Biraz yorgunluk var. Dalislarin bitisi bira ile kutlaniyor ama 2 kucuk sise birada pert oluyorum. Aksam 9’u biraz gece yine yatmaya gidiyorum. Hafif ates var sanki. Gunes ve su altinin sogugu. Alca seltzer 2-3saate beni normale donduruyor. Sabah kalktigimda omuzlardaki agrilar da gecmis.

Gece motorlar durmus. Ben de hissettim motorun durdugunu. Bu kadar erken  olmaz ama telefona baktim cekiyor mu diye. Yok bir sey. Neyse, sabah kalktigimizda yol aliyorduk. Dalgaya karsi gidecegimizi o nedenle 28 saat surecegini soylemisti Truku. Bakalim kac saat olacak. Giderken de 28 saatti. Bu ariza ile biraz daha gece kalabiliriz. Geceki dalgalar bizim ust kattaki su bidonlarini dagitmis.

Gun boyu yoldayiz. Muhabbet, fotograf, malzeme hazirligi. Toplam 32 saat surdu donus. Gece telefon cekiyor mu diye saat basi kalktim. 1.20’de whatsapp mesajlari yagmaya baaladi. Ben de sag salim karaya ciktim mesajini gondetdim.

Donuste direk dalisa gidecegiz. Bakalim yol ve dalis nasil olacak. Minibus soforu milim hesabi bavullari yerlestirdi.

Makinalar elde, mayolar icimizde. 1 saat 45 dakikada Capo Pulma’ya variyoruz. Dalis merkezi sahibi Gabriel bizi kapida karsiliyor. Hemen 5,5,3 olarak 3 bota ayriliyoruz. Bilegimize parkta daldigimiza dair bileklikler takiliyor.

Ilk olarak El Baja. Siglik demekmis. Guzel bir reef. Pek cok iri orfoz , snapper var. Gozler kopek de ariyor ama gormuyoruz. Gorus cok zayif. Ilk olarak partikul sandigim kucuk parcaciklarin kucuk baliklar oldugunu farkediyoruz. Cok iri sari snapper surusunde iki arkadasi kaybedince dalisi bitiriyoruz. Motorun kaptani cok cinsti. Ilk olarak makinalar, sonra agirlik ve tupler aliniyor. O tupleri degistiriyor, biz suda bekliyoruz. Isi bitince merdiven koyuyor ve tekneye cikiyoruz. Rehberimiz Pablo iyi ingilizce bilmediginden ona biraz boyun egiyor gibi.

Ikinci dalis bir batiga. Merakla beklenen bull shark’lar daha asagi inerken yanimizdan geciyor. Isik tutabiliyormusuz, ama flas yasak. Beyaz ayari ile birkac kare cekiyorum ama herhalde pek bir sey cikmayacak. Kopekleri gorunce kuma comeliyoruz. Iclik giymedigime bin pismanim, hareket etmeyince tir tir titriyorum.

Iki dalis sonrasi Gabriel’in hazirlattigi sandwichleri yiyip apar topar yola cikiyoruz. Islaklari Gabriel kendi arabasi ile getirecek. 2.5-3 saat suren bir yolculukla La Paz’a variyoruz. Bizi yine Gabriel karsiliyor. Dalis merkezinin konaklama yeri imis. Disaridan misafir almiyor. Kapali bir otel gibi. Gecen sene acmis. 20 kusur sene dalis merkezi isletirmis ama biz ilk Turk misafirleriymisiz. Kendisine guvendigi icin tur liderine tesekkur ediyor.

Hizli bir dustan sonra onerdigi , yuruyerek gidilen restorana gidiyoruz. Corba ve galiba taco denen kuru ekmekler aci ile beraber ikram. Porsiyonlar ise oksuz doyuran cinsten. Bu aksam sallanmadan uyuyabilecegiz. Ama hala sallaniyoruz galiba.

Sabah 7’de tur liderinin tavsiyesi ile yumurta, zeytin, peynir de dahil Meksika’daki belki de en iyi kahvaltimizi yapiyoruz. 7.45’de bizi alip 10 dakikalik mesafedeki marinaya goturuyorlar. Guzel 2 kucuk bota ayrilip dalis noktasina gidiyoruz.

Ilk dalis noktasi deniz aslanlari ile dolu kucuk bir adacik. Debiz aslanlari ile foklar arasibdaki farklar kulaklarinin ve ayaklarinin olmasi. Debiz aslanlari fojlar gibi surunmuyor, ayaklari uzerinde yuruyor. Burada bu hayvanlari rahatsiz eden bir yaratik olmadigindan korkusuzlar ve meraklilar. Grubun lideri erkegin alninda bir cikintisi var. Ona dikkat etmek gerekiyormus. 2 uyarisi oluyormus. Once yakinina gelip adeta bir hat ciziyormus, hani bunu gecme diye. Ikinci uyari yakinina gelip dislerini gostermesiymis. Neyse ki biz ilk uyariyi bile almiyoruz.

Deniz aslanlarindan ayrilabilince kucuk adayi dolasmaya basliyoruz. Sirin bir ada. Sardalya surusu biz fotografcilari cekiyor icine. Barakudalar, orfozlar, palamutlar sardalya ziyafeti cekiyorlar.

Ikinci dalis kanaldaki bir siglikta. Maksimi 8 metrede 1 saatlik dalis yapiyoruz. Burada da su ustunde 2 tane deniz aslani sirt ustu yatmis dinleniyordu.

Sabah 6.30 hareket biraz gecikmeli olsa da yapiliyor. Havalani buyuk degil, cok dolu da degil. Gecikmemiz cok onemli degil, daha kontuar acilmamis. Biraz sonra aciliyor ve ucus kartlarimizi aliyoruz. Burada ekonomi biletinin 25 kiloluk tek bavul ve 10 kiloluk kabin bagaji hakki var. Kimse el bagajlarina takilmiyor. Fazla bagaji olan arkadaslar bavul basina 60 dolar oduyorlar. Ucak zamaninda kalkiyor. Yolculuk 1 saat 50 dakika. Meksika City ile La Paz arasinda 1 saat fark var. Ucakta hemen saati degistiriyorum.

Sabah yuruyerek otelden dis hatlara gidiypruz. Otel 3-4 kapilari arasi. Otel tuenlinden gecip hic asagi inmeden sola donup dumduz gidince 2bhafta once geldigimiz terminale variyoruz. Checkin sirasinda biraz heyecan yasiyoruz. Elimizde 48 saat once alinmis antijen r aporu var ama gorevli 1 gunluk rapor istiyor. Sonunda anlasi y oruz.

Normal vaktinde ucaga biniyoruz, ucak hareket editor. Sobra bekliyoruz. Sonra ucak tekrar koruge donuyor. Haydaa.. ne oldu. Pilot aninsu geliyor, hastalanan bir yolcu nedeni ile geri donmusuz. Hostesler hemen siperlik takiyor. Ellerde dezenfektanlar filan. Olay yolcunun ucaktan inmesi ile sonuclabiyor. Inen yolcunun bagajini indirirken biz de bagaj gosterecek miyiz sorusu anlamsiz kaliyor.

Cancun’a 1.5 saatte variliyor. Burada inen epey bir yolcu var. Demekki binen de epey bir yolcu olacak. Business dolu olacaknis. Bira sonra 4 temizlik gorevliai copleri toplamaya geliyor. Kullanilan ortuler toplaniyor. Ilk defa boyle birseyle karsilastim. Biz ise uzun yolculuk oncesi ayaklarimizi aciyoruz.

Biraz sonra yapilan anons yine bir problem habercisi. Aramizda doktor olup olmadigi soruluyor. Gruptan doktor arkadas hemen yardima gidiyor. Sonra ogrendigimize gore hintli yasli bir ailenin erkek ferdi gogus agrisi cekmis, muhtemelen kalp krizi. Onu ve ailesini de ucaktan indiriyorlar. Sag salim memlekete varsak topragi oper miyiz acaba ?

Cancun’a indikten yaklasik 2.5 saat sonra yolcu almaya basliyor. Plana gore toplamda en az 3 saat rotar olmali.

%d bloggers like this: